HOŞGELDİNİZ BALLI ARICI BAKIRCI


16 Temmuz 2011 Cumartesi

TANDIRDAYIZ


Pazar günü erken saatlerde arılığa geldik.Dün bal süzmenin verdiği tatlı bir yorgunluk vardı.Bugün akşam arılarımızı Tandır köyüne taşıyacağız Allah nasip ederse buradan da bal almayı planlıyoruz.Kovanlar,hasattan çıktığı için kuluçkalıklarını ve ballıklarını tekrar elden geçirmek lazım.Bunun için destek kovanlarımızdan yararlanarak kapalı yavrular verdik.Bala sokacağımız kovanların kadrolarını güçlü tutmalıyız.
Götüreceğimiz kovanların üst örtülerini ve polenliklerini de hazırladık.Katlara da birer vida atıp işi sağlama aldık.

 Arıların gidiş vaktine kadar strafordan ana kutusu yapıp,yeni kovanların katlarını boyadık.Bir yandanda büyümeye devam...


Akşama vakti Yusuf abi gelince kovanları araca taşıdık.Taşıdık ama nasıl taşıdık birde bize sor...3 katlı kovanlar yerlerinden kalkmıyor.


Saat 22:30 gibi Tandır köyüne geldik.Allah yüzümüze baktıda kovanları indireceğimiz yere kadar araç girdi.Yoksa bu kovanlar taşınmazdı..
.

Çok şükür kazasız belasız kovanları indirdik.Uçuş deliklerini de açtık herhangi bir problem gözükmüyor...Birol abinin korkulukta tam bir bekçi oldu.Malum bu bölgede ayılarda mevcut. 


İş bitince bir şeyler yiyip Tandır hatırası diyerek resim çektirdik.


Salı sabahı Hüseyin abiyle beraber Tandır'a gittik.Kovanlarda bir problem gözükmüyüyordu.İlk iş kovanların örtü bezlerini toplayıp,polenliklerini takıp,katların vidalarını çıkardık.Önlerine de örtü bezlerini serdik.


Kovanları açtığımızda  3.katların tamamına arı basmış 4.katları bile ister durumda.Kovanların bazıları yavru uçuruyordu.Mevcut durum çok güzel...


Sizlere biraz bulunduğumuz yer ile ilgili bilgi vereyim.Burası 1200 rakım yükseklikte çevresi meşe ormanlarıyla çevrili bir alan.Florası zengin bir bölge...Eskişehir şehir merkezi ile -10 derce ısı farkı var.Bu mevsimde bu ısı bitkiyi yakmıyor...


Ayrıca bu bölgede sık görülen Pirnal isimli bir çiçek var.Bu çiçeğin poleninin lezzetli ve kıymetli oluşu bölgenin farkını ortaya koyuyor.


Harika bir papatya tarlası


Dikenler henüz açmamış...


Balmus arılarıda bölgenin tadını çıkarıyorlar...

Doğa tüm güzelliğini bizlere sunmuş durumda.Bizde bu güzellikten nasibimize düşeni alırız inşallah.... 

10 Temmuz 2011 Pazar

HASAT GÜNÜ


Cuma günü siparişini verdiğimiz kovanlarımız hazırlanmış.Akşam mesai çıkışı kovanları almaya gittik.Şimdilik 10 kovan yaptırdık.Bir 10 kovana daha ihtiyacımız var gözüküyor....


Bugün Cumartesi önemli bir gün...Bugün HASAT GÜNÜ Bir yıl boyunca arıcının beklediği gün geldi çattı.Sabah 8:30 gibi Fikri abi ile beraber arılığa geldik.Hava pırıl pırıl çok güzeldi.Arı uçmaya çoktan başlamıştı.Ekip yavaş yavaş toplanmaya başladı.Arkamızdan Hüseyin abi geldi,sonra Yusuf abi derken en son Birol abi geldi.Bu yıl Veteriner hekim Selçuk Bey de bize katıldı.Bu sene 6 kişiyiz.Ahmet abi memlekette aramızda yok.Halil BİLEN Ustamız da yok ama sağ olsun telefonlada olsa bizi yalnız bırakmadı.


Bal süzeceğimiz yeri sabah ekip gelmeden hazırladık.Zemine  büyük bir naylon örtü serdik.Gerekli tüm ekip manı yerleştirdik.Tam olarak gözükmüyor ama,Birol abi ve demlik çayıda hazır.Onlar Fikri abi ile içerdeler.Sırları kesip,süzecekler.


Güzel bir kahvaltı yapmak lazım ne demişler''Çalışmak için yemek lazım''. Börekler çaylar...Yarasın... :-)



 Hadi ya nasip diyerek hasata geçelim.Bu yıl 4er katlı 9 kovanımızı bala sokuyoruz.Bu yıl diyorum ama bu bizim Ekipce tek başımıza ilk bal hasatımız.Kovanların katlarını kırıyoruz.2,3 ve 4 katları kenara alarak önce kuluçkalıklar düzenleniyor.Polen bloklu çerçeveler açık yavrulu çerçevelerin arasına koyuluyor.Kovanların kuluçkalıkları yeniden hazırlanıyor.Pazar akşamı arıları Tandır köyüne götüreceğiz.Nasipse bir balda oradan da süzmeyi planlıyoruz.


Yusuf abi yavrulu çerçeveleri ayırıyor.Abi onu süzsek diyoruz.Olmaz diyor.Ustanın herhalde bir bildiği var Tandırı düşünüyor olmalı ama gelde Birol Abiyi arama...O olsa en az 2 teneke daha bal almıştık.


 Sıra ballıklara geliyor söylenecek tek şey MAŞALLAH ....


Ballıktan çıkan petekler şahane neredeyse  tamamı sırlanmış.Haydi şimdi poz zamanı...


Bir


İki


Üç....


Bu peteklerin tamamı ilk kovandan çıktı.Arı çok güzel çalışmış.Bu esnada bal gelmeye devam ediyor.Arı bizimle ilgilenmiyor.Çok rahat bal alıyoruz.Ballı peteklerin üzerindeki arıları fırça ile temizleyip taşıma katlarına koyup üzerine ıslak bez örterek içeri taşıyoruz.Gelde Halil abinin strafor katlarını  arama.Taşıma katları yerden çok zor kalkıyor,anlaşılan bu gün çok yorulacağız.


Geçtiğimiz yılla karşılaştırdığımızda bu yıl durum çok daha iyi,bunun mutlaka bir çok sebepleri vardır.Bunları analiz etmek lazım.Bala soktuğumuz kovanların kadro kuvvetimi?Çok kovanla bala girmektense,kuvvetli kovanla girmekmi?Koloni yönetimine dikkat ederek kuluçkalığı ve ballığı etkin kullanmakmı?Genç ana arılarla çalışmakmı?İklim şartlarımı?Bu gibi sıralayacağımız pek çok etken mevcut,ama en önemlisi sanırım NASİP..! o varsa Allah tüm şartları lehinize çeviriyor.Nasibiniz yoksa ne yapsanız olmuyor...Allah tüm arıcılara bereketli bir yıl nasip eder İnşallah.


Bir mola verip içeriye giriyoruz.Bakalım içeri nasıl.Birol abi hünerini yine gösteriyor.Peteklerin sırlarını alıyor Ekip boş durmuyor sırların tadına bakıyor.Bu sıcakta bu sır yenirmi bilmem ama Fikri abinin duracağı yok.

İşte benim en sevdiğim an sırı alınmış petekler bal süzme makinasına yerleştirilerek Santrifüj etkisiyle süzülüyor.Bu sıcak havada dönen peteklerin verdiği serinlik ve çıkan o nefis koku harika,balın tadından daha çok bu koku hoşuma gidiyor.


Ve çeşmenin açılmasıyla beraber şifa kaynağı sıvı akmaya başlıyor.Kehribar renginde çok güzel bir bal, görüntüye diyecek bir şey yok...


Kovaya doldurduğumuz balı dinlendirme kazanına alıyoruz.2 kat duvak tülü ve 2 kat ince tülbent den geçirerek süzüyoruz.Böylece balın içindeki sır parçacıklarını ayırıyoruz.


Ve son olarak süzülen balı nakil için tenekelere alıyoruz.İşte işin bir başka keyfide bu olmalı tenekeleri doldurmak.Bu tenekeleri taşımak hiç yorucu olmuyor, neden acaba?... :-))


Bu kadar sırlanmış bal olunca evlere birer petekli bal götürelim dedik.


Eee bu kadar çalıştıktan sonra insanın iştahı açılıyor.Yemek zamanı sofrayı hazırlayalım.Bu gün pilav üstü köfte,karpuz... Çok şükür.


Yusuf abi yemeğin arkasından getirinde balın tadına bakalım dedi.Maşallah çorba içer gibi...Yıllardır baka baka Gurme olmuş artık. 

Yemeğin ardından kovanların ballıklarını düzenledik.Süzülen petekleri 3.kata koyarak tandıra hazırladık.


4er katlı kovanları 3er kata düşürdük.Allah tekrar nasip ederse,birde Tandırda bal süzeriz.


Bugün bizimle beraber olan Yusuf abi'ye,Birol abi'ye ve Selçuk bey'e yardımları ve emekleri için teşekkür ederiz.Tabi unutmadan bize bu arıcılığı aşılayan Halil BİLEN abimize,ustamıza da sonsuz teşekkürleri bir borç biliriz.Ve finalde 9 kovandan yaklaşık 8 teneke bal aldık.Çok şükür nasibimize düşen şimdilik bu...  Daha nice böyle bereketli sezonlar dileğiyle...

2 Temmuz 2011 Cumartesi

DÖRT DÖRTLÜK





Pazar günü sabah Yusuf abi arılığa ziyarete geldi.Kovanları kontrol ettik.Kontrolü ilginç ama şartlar,ne yapsın....Arıların durumunu beğendi.3 katlılara kat atılmalı dedi....


 Hakikaten 3.kata arı basmıştı.4.katları atmak şart oldu hadi hayırlısı......Ballamasını hızlandırmak için de katlara kabarmış petek verdik.


Birkaç gündür kapalı olan havanın ardından salı günü hava çok güzeldi.Arılar güzel havanın tadını çıkardılar.Kovanların çoğunda yavru uçuşu oldu.Seyrine doyum olmuyor.


 Maşallah yer,gök adeta arı kaynıyor...


En son hazırlanan ruşetlerin durumu güzel.Geçen hafta verilen analar tüpten çıkmış.2 çıta arı verilen ham petekler kabartılmış günlük yumurtayı da atmış...Nazar değmesin


Günlükleri gördük mü işlem tamam


İşte günlüklerin sahibi10.06.2011 de doğan Hürremin torunu.... Maşallah


 Cuma günü arılığa gelince ilk iş 4 katlıların durumuna bakmak oldu.Alttan petek örmesin diye son kattaki çıtaları ortalamıştık.Bu kez arı yana petek örmüş.Bu ne hız...


Bu da diğer kovan....Kovanlara 1er ham verip çıtaları sağa kaydırdım.Petek gözlerine de bal basmış...


Ana değiştirmek isteyen3 katlı problemli bir kovanımız vardı.3 katlı kovana anayı hemen vermek riskli olurdu. bizde anayı tüpte 4,5 gün bekletip daha sonra bıraktık.Metot işe yaramış,yeni ana  kabul edilmiş.


 Peteğe ihtiyaç olunca bizede  hazırlamak düştü.Eldeki son hamlarda bitti.Bakalım ne yapacağız...


Akşama doğru Ferhat Beyin yanına gittim.Arılığı evinin arkasında beraber gidip arılarına bakacaktık ki....Bir oğul söğüt fidanına konmuş.


Hemen ruşete silkeledik.


Ruşeti söğüdün altına koyduk.Anayı aradık fakat göremedik.Ananın ruşette olduğu belliydi.Yerdeki arılar karınca gibi tahtanın üstünde kovana giriyorlardı. 
 Ferhat bey'in arılığındaki anaların bazılarını boyadık.Kat ihtiyacı olan kovanının katını attık.Meme yapmış kovanını ruşetlere bölerek hem çıkacak anaları değerlendirdik hemde oğula çıkmasını engelledik.Bu esnada 3 tane anayı da tam memeden çıkarken yakaladık onlarıda kafese aldık.
Oğul yöntemiyle çoğalmak zor iş.Kontrol arıcıda değil...Buda işleri karışık hale sokuyor...Sen arıya değil arı sana hükmediyor.